16 Ocak 2009 Cuma

Mehmet Niyazi Mısri (1618-1694)

Niyazi Mısri Hazretlerinin asıl adı Mehmet dir..
İkinci Osman devrinde 1617-1618 yıllarında Malatyada şimdiki adı Soğanlı olan "İşpozi" kasabası'nda doğmuştur. Babasının adı Ali Çelebidir. 1638 de Medrese tahsilini tamamlayarak icazet alan divan sahibi İlâhî ilimler üzerinde çalışarak bilhassa tefsir, hadis, fıkıh ve tasavvuf alanlarında yavaş yavaş adını çevresine duyurmaya başlamıştır.

Tasavvufu daha başlangıçta iyi şekilde kavramasıyla yaptığı va'azları da o derece etkili oluyor ve büyük ilgi topluyordu.
Babasının bir Nakşibendi tarikatı mensubu olmasına rağmen,henüz 21 yaşında genç bir vaiz iken Halveti tarikatı şeyhi Malatyalı Hüseyin efendiye intisab etmiş ve sonuna kadar bu tarikatta kalarak coşkun bir sofi olmuştur.

1655 te kendisine Ümmi Sinan tarafından hilafet verilmesine müteakip Uşak'a ve Kütahya'ya, Ümmi Sinan'ın ölümünden sonra tekrar Uşak'a oradan Bursa'ya gidip Hacı Mustafa adlı birinin kızı ile evlenir. Bir kız çocuğu olur.
Abdal adlı bir tüccar, Niyazi'ye bir dergah yaptırır.
Bu dergah 1080 (1669-1670) tarihinde merasimle açılır.

Sadrazam Köprülüzade Fazıl Ahmet Paşa'nın daveti üzerine Edirne'ye giden Niyazi, fazla değer verdiği cıfra dayanarak bazı sözler söylediğinden 1087 (1673) te Rodos'a sürülür.
Dokuz ay sonra affedilerek Bursa'ya döner.

1676 tarihinde sürüldüğü Limni Adası'nda 1691 senesine kadar sürgün hayatı yaşadıktan sonra affedilir. Sürgüne gönderildiği Limni adasında, 16 Mart 1694 senesinde bir Çarşamba günü kuşluk vakti vefat etmiş olup, türbesi de aynı ada da ziyaretgahtır.

“Niyazi tahtı Ba'da nokta oldu, Ali'nin sırrına olalı mahrem.”



2 yorum:

  1. Garazsız, maksatsız, Allah rızası için bizlere gönül yolunu açan mürşitlerimizin sevgisinden, muhabbetinden bizleri bir an olsun ayırma.

    YanıtlaSil
  2. Rabıtamıza sarılıp hikmetleri tefekkür edeceğiz. Kemalimize mani olan her şeyden uzak, tevhit ile hemdem olacağız. İlham kaynaklarımızı mürşidin telkiniyle açacağız inşaAllah!

    YanıtlaSil